
Beyrut - Baalbek
Ahmet Faik Özbilge ile 28 Eylül Perşembe 570
Berlin & Berlin
Ahmet Faik Özbilge ile 5 Ekim Perşembe 790
VİŞNE LİKÖRÜ YARIŞMALI AYVANSARAY'DAN EYÜP'E BİZANS
Ahmet Faik Özbilge ile 22 Ekim Pazar 300
İRAN
Penbe Özdemir ile 28 Ekim Cumartesi 1650
ÜRDÜN: GERASH PETRA WADİ RUM
Hüseyin Avni Özkan ile 16 Kasım Perşembe 770
RUHLARIN DANSI KUZEY IŞIKLARI - IZLANDA GEZİSİ
Hüseyin Avni Özkan ile 2 Aralık Cumartesi 2445
Lyon-Burgonya Işık Bayramı ve Gastronomi
Hüseyin Avni Özkan ile 7 Aralık Perşembe 1
ŞİLİ-ARJANTİN
Penbe Özdemir ile 23 Ocak Salı 4550
YARAMAZOFLARLA SONBAHARDA MARS YOLCULUĞU
Ahmet Faik Özbilge ile 1 Ekim Çarşamba 0Hayatını Türkiye ve İstanbul’un bilinen ve belki de bir o kadar da gizli kalmış geçmişine adamış
bir grup gönüllü “yollar yürümekle aşınmaz” diyerek sokaklara çıktık.
Neden İstanbul Gezileri?
İçinde yaşadığımız şehir hepimiz için öncelikle doğduğumuz ve çocukluğumuzun geçtiği sokaklar ve mahallemizdir. Her bir köşesine bir anımız sinmiştir ve bu sebeble mahallemizi sahipleniriz.
Biraz daha büyürüz ve şehrin diğer mahallerini, merkezini ve tarihi yapılarını keşfederiz. Sokaklarını arşınlarız, yavaş yavaş düzenli olarak takıldığımız mekanlarımız olur. Bir kere şehrin her yerinde kendimizin ve sevdiklerimizin yaşanmışlıkları birikince şehir de bizim olur, avucumuzun içindedir ve bazen kıskançlıkla sahipleniriz.
Öyle olur ki, binlerce yıllık geçmişi olsa bile o şehri kendimizden bağımsız düşünemeyiz, sanki bu şehir bizle birlikte varolmuş ve bizle birlikte yok olacaktır. Ne hoş bir duygudur.
Oysa her şehir, kurulduğu günden bu yana bağrında yaşamış tüm insanların anılarının, ürettiklerinin ve inşa ettiklerinin toplamıdır. Hele bu şehir yeryüzündeki tüm şehirlerin anası İstanbul ise zenginliğinin sınırı yoktur. Dolayısıyla bu şehri keşfetmenin de sonu yoktur.
Yeter ki arada bir koşuşturmayı bırakıp sallana sallana gezinelim, yolumuz üstünde ne varsa dikkatlice bakalım, hikayelerini öğrenelim. Sadece gözümüze çarpanları değil artık sadece gönlümüze çarpabilecek olan yıkılmış ya da toprağın altında kalmış yapıları da öğrenelim. Bizden önce bu topraklarda yaşamışlara ve yaşanmışlıklara ilgisiz kalmayalım. Bu sokaklar, mahalleler ve şehir yıllar ve yüzyıllar önce nasıldı gözümüzde canlandırmaya çalışalım. Büyük bir bilgiçlikle “ben bu şehri avucumun içi gibi bilirim” demeden sürekli öğrenmek keşfetmek ve şaşırmak için çıkalım sokağa.
Biz 1001 İstanbul olarak bunu yapıyoruz. Gelin İstanbul’u birlikte keşfedelim.